Herkes
General Electric'in efsanevi CEO'su Jack Welch'i tanır. Welch gerçeklestirdiği
basarıyla bütün dünya tarafindan takdir edilmiş, izlenmiştir. Emekli olduktan
sonra konferanslara katıldı, kitaplar yazdı. Kızı Suzy Welch ile birlikte hazırladığı
Winning adlı kitapta 19 ana başlıkta topladığı öneriler yöneticiler için
bulunmaz bir kaynaktır.
1-Misyon ve Vizyon değerleri ; Is dünyasında sıklıkla
misyonlardan ve değerlerden söz edilir. Ancak çoğunlukla gerçek faaliyetler değil,
boş konuşmalardır bunlar. Misyonunuzu daha belirgin, değerlerinizi daha
somut hale getirmezseniz, çok şey kaybedebilirsiniz. Şirketiniz, duvarIarında
asıIı hoş sözler listesini gerçekten rehber edinmezse, tüm potansiyeline yaklaşamayacağını
anlamak zorundadır.
2-Açık sözlü olun; Açık sözlülük her zaman işe
yarar, çünkü karmaşayı ortadan kaldırır. Herkesin,
her zaman, içinden geçenleri doğrudan söylediği bir dünya tahayyul etmek imkansız
gibidir. Aşırı enformasyon girişine yol açacağı için, böyle bir şeyi istemeyiz.
Ancak yolun yarısını bile alsak, İş dünyasında açık sözlü olunmamasından
kaynaklanan birçok sorunun üstesinden gelebiliriz. Bu da, daha iyiye giden
yolda büyük bir değişiklik olacaktır.
3-Farklılaşma ; Eğer ekibinizde en
iyileri bir araya getirmeyi istiyorsanız, farklılıklarla yüzleşmeye hazır olmalısınız.
Farklılık tıpkı açık sözlülük gibi, işinizi her açıdan daha iyi yapmanızı sağlar.
4-Çalışanların sesi ve
saygınlığı; GE gibi büyük bürokrasili kurumlar hiyerarşik sistemlere ihtiyaç
duyar, insanlarla görüşmeye başlamak için buzları kırıp onlara ulaşmanız gerekir.
Bazılarının fikirleri diğerlerinden daha iyidir, bazıları daha zeki daha yaratıcı
ya da daha deneyimli olabilir. Ancak herkesin söylediği dinlenmeli ve saygıyla
karşılanmalıdır. Onlar bunu isterler, sizin de buna ihtiyacınız vardır.
5-Liderlik ne zaman başlar ?
Lider olmanın tek ve basit bir formülü yoktur. Liderlik, tüm dengeli
hareketlere, tüm sorumluluğa ve baskıya dair zorluklar barındırır. Sessiz, gürültücü,
duygusal veya analitik liderler vardır. Kimileri ekipleriyle birlikte çivi
kadar sağlamdır, kimileri ise efendidir. Yüzeysel baktığınızda bu liderlerin
paylaştığı nitelikler nedir sorusunu yanıtlamakta zorlanırsınız. Derinine
baktığınızda hepsinin çalışanlarına, büyümeye ve başarıya tutkuyla bağlı olduğunu
görürsünüz. Kendileriyle barışık, gerçekçi, açık sözlü, iyimser, dürüst ve
insancıldırlar. Bana sıklıkla liderliğin doğuştan mı geldiği, yoksa
sonradan kazanılan bir özellik mi olduğu sorulur. Yanıt, tabii ki ikisi
birdendir.
6-İşe kimleri almalı ? Işe
birini alırken amacınız sahaya doğru oyuncuları yerleştirmektir. Neyse ki şanslıyız,
değerli insanlar her yerde var. Bilmeniz gereken, onları nasıl toparlayabileceğiniz.
Hoşunuza giden insanları işe almak kolaydır. Sonuçta vaktinizin büyük bölümünü
onlarla geçireceksiniz. Uygun deneyim sahibi insanları işe almak da kolaydır,
onlar işlerini yapacaklardır. Ancak arkadaşlık ve deneyim asla yeterli değildir,
işe aldığınız her insanın olgunluğu, zekası ve dürüstlüğü de önemlidir. Bunları
kazandıktan sonra, heyecan, coşku ve tutkuyla sıkı bir çalışma içine girebilirsiniz.
Bunların da ötesinde, özellikle üst düzey yönetici pozisyonunda, özgünlük, öngörü,
isteklilik ve esneklik göz önünde bulundurulmalıdır. Bunların hepsini bir araya
getirdiğinizde, kazanacak insanları buldunuz demektir.
7-En önemlisi insanları yönetmek ; Şirketinize
değerli insanları aldıktan sonra işiniz bu kez onları kazanan bir ekip haline
getirmek, bunu yönetebilmektir. İnsan kaynaklarına önem verin ama dümeni işin
uzmanı bir kadroya bırakın. Geliştirilen gerçekçi değerlendirme sistemlerine
dayanarak, insanların işlerini nasıl yaptıklarından emin olun. Motivasyonu ve
akıllı bir ücret politikasını, terfi, eğitim, para ve tatminle birleştiririn.
Hiç çekinmeden ödemeli ilişkilere girin. En büyük dikkatinizi, en büyük bileşeninize,
ortadaki yüzde 70'lik kesime verin. Bu altı adımı atmak, tabii ki vakit alacaktır.
Ancak, şirketler, bina, makine ya da teknoloji değildir. İnsanlardan oluşur, onları
yönetmekten daha önemli ne olabilir?
8-Yolları ayırmak doğaldır ; İş dünyasındaki
acı gerçeklerden biri de işten çıkarmaların işin bir parçası olduğudur. Ancak
bu, mutlaka bir karmaşa anlamına gelmez. Konuyu doğru bir şekilde ele aldığınızda,
elbette hoşa giden bir durum olmasa da, işten çıkarmalar ilgili ilgili süreç herkes
için tolere edilebilir şekilde yaşanabilir. İşten çıkarmanın ardında bıraktığı
iz, sizin için, şirketiniz için ve hepsinden çok işten çıkarılan kişi için uzun
sürelidir. Şurası açık ki eğer şirketiniz düşüş içerisindeyse, işten çıkarmalara
çocukça bir masumiyetle yaklaşılmaz. Eğer birileri bu bozulmadan sorumluysa,
onları hızla tasfiye etmek zorundasınız. Ancak, diğerleri için ayrılma
nedenleri gri bölgededir. Her zaman yolların ayrılması söz konusu olabilir, sürece
hakim olacak kişi ise siz olmalısınız. Birinin gitmesi gerekiyorsa, bundan kaçınmayın.
Yalnız ona sürpriz yaşatmayın ve küçümsemeyin.
9-Değişim nasıl olmalı ? Değişim
hakkında çıkarılan onca patırtı düşünüldüğünde, şaşırmamak ve bunalmamak elde
değil. Ancak her değişikliğin açık bir mantıksal temeli olmalı ve bu doğrulukla
kavranmalıdır. Doğru insanların sizin yanınızda olması sağlanmalı, değişime
ayak direyenlerden kurtulmalıdır. Değişecegim diye her şeyinizi kaptırmamaya, çıplak
yakalanmamaya bakın.
10-Krizler olacak iyi yönetin ; Her
zaman krizler olacaktır. Zor gibi görünse de o yakıcı sıcağın ortasında kaldığınızda
bile alevlerin sonunda sönüp gideceklerini düşünmeye çalışı. Sönüp gidecekler, çünkü
siz bunun için bir şeyler yapacaksınız. Sorunun büyüküğünü göğüsleyecek ve çözümü
geliştireceksiniz, aynı zamanda yarınınızı düşünüp işinizi devam
ettireceksiniz. Olanlardan elbette mutlu olmayacaksınız ancak geriye dönüp
baktığınızda sizi şaşırtan bir görüntüyle karşılaşacaksınız. Bina şimdi her
zamankinden daha güzel görünüyor olacak.
11-Önce strateji belirleyin ; Strateji
meselesini tabii ki basite indirgemek istemiyorum. Ancak bu kadar çok da büyütülmemeli.
Doğru yöntemi bulmalı ve yönünüzü belirlemelisiniz, doğru insanları yerlerine
koymalı ve herkesin yaptığından daha iyiye ulaşabilmek için deli gibi çalışmalısınız,
en iyi pratiklere ulaşmalı ve onları her gün daha da ileri taşımalısınız.
12-Yeniyi başlatma keyfini yaşayın ;
Henry Fonda, Dave Packard ve Bill Gates gibi efsanevi girişimciler, heyecan ve
zaferin birer örneğidir. Diğerlerinin bulunduğu çizginin dışına çıkıp yeni bir şeyler
başlatmış ve onların şaşırtıcı derecede büyümesini izlemişlerdir. Bütün şirketler
her çeşit ve büyüklükte fırsatlar bekleyip durmaktadır. Onları kavrayın, tutkuyla
toplayın, motive insanlarla birlikte onlara önderlik edin, sahip olduğunuz her şeyle
onlara kaynak yaratın ve nefes alabilmeleri için onlara oksijen sağlayın.
13-Bütçe yapmak hayattır ; Hangi
sektörde yada ülkede çalışıyor olursa olsun, iş dünyasından dinleyicilere bütçeleme
hakkında konuştuğumda, hep aynı soruya maruz kalırım "şirketimde bir işe bütçe
ayırma sureci, öngördüğüm değişikliği yapabilmem için fazlasıyla sıkı. Bu
durumda ne yapabilirim?" Benim yanıtım,
vazgeçmemektir. Bu çok önemlidir. İlk başta yetersizmiş gibi görünebilir ama
konuşmaya başladığımızda ve konuşmalar birbirini takip ettiğinde değişimde başlar.
Siz yeterince büyütüp geliştirirseniz, insanlar nasıl başa çıkacaklarını
bilmeseler de arkalarını dönüp gidemezler. Gerçekte bütçeyi büyütecek bir yaklaşım
her zaman vardır. Burada şirketin yönetimi ve geleceği konusundaki tartışmalarda
masanın diğer tarafında oturan insanları sizinle aynı tarafa getirebilmek önemlidir.
Çok basit olarak, doğru bütçe süreci, şirketin rekabet etme biçimini değiştirebilir.
14-Birleşmeler büyümenin yoludur ; Birleşme
değişiklik demektir. Değişiklik kötü değildir. Sadece iş dünyasının zorunlu bir
bileşeni oldukları için değil, aynı zamanda karlı bir büyüme potansiyeli de barındırdıkları
ve sizi organik büyümenin ulaşamayacağı bir hızda, şaşırtıcı derecede stratejik
ve yeni bir pozisyona soktukları için. Hatalardan kaçındığınızda ulaşacağınız
formul bellidir, 1+1 = 3
15-Altı sigmadan
kaçmayın ; Zamanla insanlar, Altı Sigma’nın ne olduğunu ve onu bir organizasyon
içinde nerede kullanıp kullanmayacaklarını anladılar. Artık Altı Sigmayı duyduğunuzda,
ondan kaçınmanıza gerek yok. Onun "sapma, kötüdür'' diye özetlenebilecek o
basit önermesini anladığınızda, siz kendiniz de yüzde 60 oranında bir Altı
Sigma uzmanı haline geleceksiniz. İşin kalan yüzde 40'ı ise, bu kötülüğü
defetme çabanız olacak.
16-Doğru işi seçin ; Kişisel
tarihime bakıldığında, tüm kariyerini aynı şirkette geçiren insanlar arasında
yer aldığım için, diğerlerine göre küçük bir kulübe üye olduğum söylenebilir.
1961'de üniversiteden mezun olduğumda, bu durum neredeyse bir kuraldı.
Bugünlerde ise istatistikler, üniversite mezunlarının ilk 10 yıl içinde
birçok şirket değiştirdiğini gösteriyor. Bunun iyi ya da kötü olduğunu söylemiyor,
direkt kabul ediyorum. Doğru işi bulmak, zaman, sabır ve deneme gerektiriyor. Bunların
ardından gerçekten o işi yapıp yapamayacağınızı bile düşünmeden önce,
"Onunla ilgili doğru bir hisse sahip misiniz" sorusuna yönlenmek
gerekiyor. Doğu işi bulmanız, işinizi daha iyi yaptıkça giderek daha kolay hale
gelecektir. Eğer iyi bir iş bulmak istiyorsanız, yapmayı sevdiğiniz işi
seçin, beraber olmaktan hoşlandığınız insanlarla çalıştığınızdan emin olun ve
her şeyinizi onlara da verin. Bunları yaparsanız, harika bir işe kavuşabilirsiniz,
iş günü kabusunuz ortadan kalkabilir.
17-Terfi etmek önemli ; Yukarıya
doğru gitmek için, gerçekten yukarı gitmeyi istemeniz gerekir. Kimi terliler şans
eseri yaşanır ama bu genelde istisnadır. Kariyer söz konusu olduğunda doğru
olan, sansınızı kendinizin yarattığıdır. Tüm iş yaşamınız boyunca birkaç kez çalıştığınız
şirketi hatta mesleğinizi değiştirebilirsiniz. Ancak hareketinizin hep yukarıya
doğru olmasına dikkat edin. Beklentilerinizi aşın, işinizin ufkunu genişletin
ve asla patronunuza sizin için sermaye harcamasını gerektiren bir neden
yaratmayın. Sizin altınızda yer alan insanları yönetirken dikkatli olun. Deneyim
biriktirebileceğiniz görevlere talip olun. Kendinize danışmanlar bulun ve hep
pozitif davranışlar geliştirin. İşler ters gitmeye başladığında, sorunla başınız
dik bir şekilde mücadele edin.
18-İş Yaşam dengesi kurun ; Dengeyi
bir kez sağladığınızda her şeyi bilip hakim olma ihtiyacınız da epey bir azalmış
olacak. İş dışında, yaşamdan ne istediğinizi, işte ise patronunuzun ne istediğini
belirginleştirmeniz lazım. Performansın önemli olduğu destekleyici bir kültürel
ortamda çalıştığınızdan da emin olmanız gerekir. İyi sonuçlar elde ettiğinizde
kimi haklar kazanmalısınız.
19-Kötü bir patrona sahipseniz ! Ancak mükemmel
bir dünyada, bütün patronlarda mükemmel olabilirdi. Gerçek hayatta kötü bir
patrona sahipseniz, öncelikle problemin kendinizde bulunup bulunmadığı bir düşünün.
Bu elbette kolay değildir, ancak çoğu durumda kötü patron, sadece hayal kırıklığına
uğramış biridir. Eğer problemin kendinizde olmadığı ikna olduysanız, kötü
patronla çalışma ile iyi iç sonuçlarının birlikte barındırıp barındırmayacağını
tartın Eğer yanıtınız evet ise eskilerin dediğine uyup yerinize oturmanız ve çenenizi
kapatmanız icap eder. Eğer değmeyeceğini düşünüyorsanız, kibar bir biçimde işten
ayrılın. Ve bir dahaki işinize başladığınızda kötü patronu kötü yapan şeyin ne
olduğunu, bunun sizi nasıl hissettirdiğini bütün ayrıntılarıyla hatırlayın, böylelikle
patron olma sırası size geldiğinde, aynısını yapmayın.