Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramını
hepimiz biliriz. Maslow insan ihtiyaçlarını önceliklere göre sıralamış, bunların en alt basamaktan başlayarak
yukarıya doğru karşılanabileceğini öne sürmüştür;
İlk sıradaki fizyolojik gereksinimler,
yeme, uyuma, soluma, barınma ve cinsel güdüler gibi temel ihtiyaçları kapsar.
Alt ben-id ile tanımlayabileceğimiz içgüdülerimizle yönetilir. Güvenlik
gereksinimleri, can güvenliğini korumaya yönelik ihtiyaçlardır. Tıpkı
fizyolojik gereksinimler gibi içgüdüsel olarak karşılanmaya çalışılırlar. Bu
iki grup biyolojik olarak türün devamını sağlayan temel gereksinimlerdir.
3. sırada sevgi ve aidiyet ihtiyacı gelir.
Sevme, sevilme ve bir gruba mensup olma türündeki bu ihtiyaçlar toplumsallaşma
neticesinde gelişir. Saygı veya değer verilme gereksinimi, sevgi ihtiyacının
bir üstünde yer alır. Tanınma, sosyal statü sahibi olma, başarı elde etme,
takdir edilme gibi ihtiyaçları kapsar. Toplum içi ilişkilerde, süper ego etkisi
ile oluşur. Son basamak kendini gerçekleştirme gereksinimidir. Alt
kategorilerdeki ihtiyaçlarını karşılayan birey, idealleri gerçekleştirme
ihtiyacı duyar. Son basamak hayatı anlamlaştırma, varoluş gerçeğinin farkına
varma, kendini ve dünyayı daha iyi yapma çabasıdır.
Bireyin ihtiyaçlarını karşılama seviyesi,
sosyal statü ve ekonomik düzeyinden bağımsızdır. Kişi zengin bile olsa mal
varlığını koruma odaklı yaşayabilir, aslında hala güven basamağındadır.
Yüzlerce kişiyi yöneten, iş hayatında başarılı olmuş yöneticiler henüz değerli
olma veya sevgi görme basamağında kalabilir. Gerçekleştirdikleri iş başarıları
onları değerli ve sevilen kişi yapmaya yetmediği için tüm enerjilerini
beğenilmek, onaylanmak ve sevgi kazanmak üzerine kurabilirler. Başarılı
sporcular, ünlü sanatçılar, parlak bilim adamları, güçlü politikacılar,
ihtiyaçlar piramidinin alt basamaklarında kalmış olabilir. Sahip oldukları
entelektüel, ekonomik, sosyal ve politik güç, çevreye verdikleri zararı
katlayarak artırabilir. Bunun yanında ekonomik bakımdan göreli olarak alt
seviyede veya toplumun orta sınıflarında yer alan bir birey, tüm ihtiyaç
basamaklarını atlayıp kendini gerçekleştirme aşamasında olabilir. Guru, usta,
dini önder ve dahi’lerin materyalist değerlerden uzak kişiler olmaları sürpriz
değildir.
30,000 usd yıllık gelir sizi dünya ekonomi
liginde ilk %1’e sokar. 4 mevsim yaşamak, 150 gün güneş görmek, musluktan her
an su almak, et tüketebilmek insanoğlu için ayrıcalıktır. Ancak sevilmek ve
kendini değerli hissetme ihtiyacını aşamamış insanlar için ev, araba, güzel
kadın veya yakışıklı erkekler, estetik ürünleri, sayıların çokluğu ile ifade
edilen sosyal medya arkadaşları hiçbir zaman yetişmeyecektir. Sahip olunan her
varlık, kazanıldığı sanılan her sevgi, yeni bir ihtiyacı doğuracaktır. Çünkü
radikal sorun olan varoluş farkındalığı, kendine güven eksikliği ve hayatı
kendi eline almamış olmanın acısıdır.
İhtiyaçlar basamağının altında elektrik
faturasını ödemeyi, karnını doyurmayı, hayatta kalmayı düşünen insan, fakirlik
ve açlık ile tanımlanabilir. Kaybedecek hiç bir şeyi olmayan bu grup toplum
için tehlikelidir, içinde bulunduğu şartlar onu suç ve şiddete yaklaştırır.
Temel ekonomik ihtiyaçlarını karşılamış ancak sevgi, saygı, onanma ve kendine
güven ihtiyacı içinde olan bir grup daha vardır. Bu sınıf da toplum için en az
ilki kadar tehlikelidir. Her iki grup da aşamadığı sorunlardan ve kendilerini
yöneten dış etmenlerden dolayı kendilerine odaklıdırlar. Dış dünya ile sağlıklı
ilişki kuramaz vermekte ve doğal olmakta zorluk çekerler. Yaşadıkları veya
gizledikleri ihtiyaçlar nedeni ile duydukları iç huzursuzluğunu maskeler veya
şiddet ile kapatmaya çalışırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder